1 of 21

Slide Notes

LET
İŞİ
M
İ
leti
ş
im ortak i
ş
aret, sembol ve davran
ı
ş
lar yoluyla belli bir bilgi, duygu ve dü
ş
üncenin
payla
ş
ı
lmas
ı
olarak tan
ı
mlan
ı
r. Payla
ş
ma, “aktarma”y
ı
ve “anlamland
ı
rma”y
ı
içerir. Bu
al
ı
ş
veri
ş
i yürütme düzeni olarak niteleyebilece
ğ
imiz ileti
ş
imin kritik noktas
ı
, iki yönlü
olmas
ı
d
ı
r.
İ
leti
ş
im kurmas
ı
beklenen bireylerden birinin aktif olmas
ı
, di
ğ
erinin ise bu eylemi
seyretmesi ile ileti
ş
im kurulmaz. Kendi
mesaj
ı
m
ı
z
ı
iletmeye çal
ı
ş
ı
p kar
ş
ı
taraf
ı
n bu
mesaja verdi
ğ
i tepkilerle ilgilenmezsek,
ileti
ş
im kuramay
ı
z; çünkü
ileti
ş
im ki
ş
iye
de
ğ
il, ki
ş
iyle yap
ı
l
ı
r.
Örne
ğ
in, yard
ı
mc
ı
s
ı
na
k
ı
zan ve geçmi
ş
te yapt
ı
ğ
ı
hatalar
ı
gündeme
getiren bir yönetici yard
ı
mc
ı
s
ı
ndan bir cevap alam
ı
yorsa, söylediklerinin hiçbir anlam
ı
yok demektir. Büyük bir ihtimalle yard
ı
mc
ı
s
ı
, yöneticinin haks
ı
z oldu
ğ
unu, öfkesinin
yersiz oldu
ğ
unu dü
ş
ünmektedir. Buna kar
ş
ı
l
ı
k, yönetici dü
ş
üncesini ve öfkesini ortaya
koydu
ğ
u için, bundan böyle benzeri bir hatayla kar
ş
ı
la
ş
mayaca
ğ
ı
n
ı

ş
ünüyordur. Bu
tür amac
ı
na ula
ş
amayan ileti
ş
im giri
ş
imleri ö
ğ
retmenle ö
ğ
renciler, anne-babayla
çocuklar, üstler ve astlar aras
ı
nda s
ı
k s
ı
k yap
ı
lmaktad
ı
r. Oysa ileti
ş
imin gerçekle
ş
mesi
için
ortak bir platformda bulu
ş
ma
ya
gerek vard
ı
r.
İ
leti
ş
im, bu platformda payla
ş
ı
m
yaparak sürdürülebilir. E
ğ
er payla
ş
ı
m yapan taraflardan biri “hattan ç
ı
karsa” (telefon
veya telsizle yap
ı
lan ileti
ş
imde oldu
ğ
u gibi), ileti
ş
im biter.
İ
leti
ş
im, pinpon oyunu gibidir. Biri kendini ifade eder, öteki dinler, sonra o konu
ş
ur.
İ
leti
ş
im bir bütündür;
kelimelerden, ses tonundan ve beden dilinden olu
ş
ur.
Kelimeler "ne" söyledi
ğ
imizle, ses tonu ve beden dili "nas
ı
l" söyledi
ğ
imizle ilgilidir.
İ
leti
ş
imin amac
ı
na ula
ş
amamas
ı
n
ı
n nedeni genellikle
, söylenenler de
ğ
il, söyleme
biçimidir.
İ
leti
ş
imi, kelimeler, eller, gözler gibi parçalara ay
ı
rarak ve sadece bir kesite bakarak
de
ğ
erlendirmeye çal
ı
ş
mak, ki
ş
iyi yan
ı
ltabilir. Sözsüz ileti
ş
im i
ş
aretlerini veya sözlü
ileti
ş
im içeri
ğ
ini tek tek de
ğ
erlendirerek do
ğ
ru sonuçlara varmak genellikle mümkün
olmaz.
İ
leti
ş
im, birbirinden ayr
ı
lmayan bir bütünün parçalar
ı
ndan olu
ş
ur.
Mesajlar
ı
n sözlü, sözsüz veya yaz
ı
l
ı
olarak istenen ili
ş
ki biçimine uygun verilebilmesi,
gönderme becerilerinin geli
ş
tirilmesi ile mümkündür. Gö
nderme becerilerinin önemi,
ileti
ş
imin yaln
ı
zca baz
ı
bilgi ve mesajlar
ı
söylemekten çok, bir tutumlar bütünü
olmas
ı
ndan kaynaklan
ı
r.
İ
leti
ş
im sadece kelimeleri söylemekten çok daha fazla ögeyi
içerir; gönderme becerileri, mesaj
ı
n aktar
ı
m
ı
için seçilmi
ş
olan kelimeler, beden dili ve
ses tonundan olu
ş
ur. Bu bile
ş
enlerden, kelimeler ayn
ı
kalmak ko
ş
uluyla, ileti
ş
imi
yap
ı
land
ı
rmada kelimeler %10, beden dili %60 ve ses tonu %30 oran
ı
nda rol oynar.
İ
leti
ş
imin amac
ı
na ula
ş
abilmesi için a
ş
a
ğ
ı
daki sorular
ı
n cevaplanmas
ı
gereklidir:

ETKİN İLETİŞİM

Published on Dec 27, 2016

No Description

PRESENTATION OUTLINE

ETKİN İLETİŞİM

HİLAL BAŞAK ÖZKAP
LET
İŞİ
M
İ
leti
ş
im ortak i
ş
aret, sembol ve davran
ı
ş
lar yoluyla belli bir bilgi, duygu ve dü
ş
üncenin
payla
ş
ı
lmas
ı
olarak tan
ı
mlan
ı
r. Payla
ş
ma, “aktarma”y
ı
ve “anlamland
ı
rma”y
ı
içerir. Bu
al
ı
ş
veri
ş
i yürütme düzeni olarak niteleyebilece
ğ
imiz ileti
ş
imin kritik noktas
ı
, iki yönlü
olmas
ı
d
ı
r.
İ
leti
ş
im kurmas
ı
beklenen bireylerden birinin aktif olmas
ı
, di
ğ
erinin ise bu eylemi
seyretmesi ile ileti
ş
im kurulmaz. Kendi
mesaj
ı
m
ı
z
ı
iletmeye çal
ı
ş
ı
p kar
ş
ı
taraf
ı
n bu
mesaja verdi
ğ
i tepkilerle ilgilenmezsek,
ileti
ş
im kuramay
ı
z; çünkü
ileti
ş
im ki
ş
iye
de
ğ
il, ki
ş
iyle yap
ı
l
ı
r.
Örne
ğ
in, yard
ı
mc
ı
s
ı
na
k
ı
zan ve geçmi
ş
te yapt
ı
ğ
ı
hatalar
ı
gündeme
getiren bir yönetici yard
ı
mc
ı
s
ı
ndan bir cevap alam
ı
yorsa, söylediklerinin hiçbir anlam
ı
yok demektir. Büyük bir ihtimalle yard
ı
mc
ı
s
ı
, yöneticinin haks
ı
z oldu
ğ
unu, öfkesinin
yersiz oldu
ğ
unu dü
ş
ünmektedir. Buna kar
ş
ı
l
ı
k, yönetici dü
ş
üncesini ve öfkesini ortaya
koydu
ğ
u için, bundan böyle benzeri bir hatayla kar
ş
ı
la
ş
mayaca
ğ
ı
n
ı

ş
ünüyordur. Bu
tür amac
ı
na ula
ş
amayan ileti
ş
im giri
ş
imleri ö
ğ
retmenle ö
ğ
renciler, anne-babayla
çocuklar, üstler ve astlar aras
ı
nda s
ı
k s
ı
k yap
ı
lmaktad
ı
r. Oysa ileti
ş
imin gerçekle
ş
mesi
için
ortak bir platformda bulu
ş
ma
ya
gerek vard
ı
r.
İ
leti
ş
im, bu platformda payla
ş
ı
m
yaparak sürdürülebilir. E
ğ
er payla
ş
ı
m yapan taraflardan biri “hattan ç
ı
karsa” (telefon
veya telsizle yap
ı
lan ileti
ş
imde oldu
ğ
u gibi), ileti
ş
im biter.
İ
leti
ş
im, pinpon oyunu gibidir. Biri kendini ifade eder, öteki dinler, sonra o konu
ş
ur.
İ
leti
ş
im bir bütündür;
kelimelerden, ses tonundan ve beden dilinden olu
ş
ur.
Kelimeler "ne" söyledi
ğ
imizle, ses tonu ve beden dili "nas
ı
l" söyledi
ğ
imizle ilgilidir.
İ
leti
ş
imin amac
ı
na ula
ş
amamas
ı
n
ı
n nedeni genellikle
, söylenenler de
ğ
il, söyleme
biçimidir.
İ
leti
ş
imi, kelimeler, eller, gözler gibi parçalara ay
ı
rarak ve sadece bir kesite bakarak
de
ğ
erlendirmeye çal
ı
ş
mak, ki
ş
iyi yan
ı
ltabilir. Sözsüz ileti
ş
im i
ş
aretlerini veya sözlü
ileti
ş
im içeri
ğ
ini tek tek de
ğ
erlendirerek do
ğ
ru sonuçlara varmak genellikle mümkün
olmaz.
İ
leti
ş
im, birbirinden ayr
ı
lmayan bir bütünün parçalar
ı
ndan olu
ş
ur.
Mesajlar
ı
n sözlü, sözsüz veya yaz
ı
l
ı
olarak istenen ili
ş
ki biçimine uygun verilebilmesi,
gönderme becerilerinin geli
ş
tirilmesi ile mümkündür. Gö
nderme becerilerinin önemi,
ileti
ş
imin yaln
ı
zca baz
ı
bilgi ve mesajlar
ı
söylemekten çok, bir tutumlar bütünü
olmas
ı
ndan kaynaklan
ı
r.
İ
leti
ş
im sadece kelimeleri söylemekten çok daha fazla ögeyi
içerir; gönderme becerileri, mesaj
ı
n aktar
ı
m
ı
için seçilmi
ş
olan kelimeler, beden dili ve
ses tonundan olu
ş
ur. Bu bile
ş
enlerden, kelimeler ayn
ı
kalmak ko
ş
uluyla, ileti
ş
imi
yap
ı
land
ı
rmada kelimeler %10, beden dili %60 ve ses tonu %30 oran
ı
nda rol oynar.
İ
leti
ş
imin amac
ı
na ula
ş
abilmesi için a
ş
a
ğ
ı
daki sorular
ı
n cevaplanmas
ı
gereklidir:
Photo by Damian Gadal

İLETİŞİM
İletişim ortak işaret, sembol ve davranışlar yoluyla belli bir bilgi, duygu ve düşüncenin paylaşılması olarak tanımlanır. Paylaşma, “aktarma”yı ve “anlamlandırma”yı içerir. Bu alışverişi yürütme düzeni olarak niteleyebileceğimiz iletişimin kritik noktası, iki yönlü olmasıdır.

Photo by uniondocs

İletişim kurması beklenen bireylerden birinin aktif olması, diğerinin ise bu eylemi seyretmesi ile iletişim kurulmaz. Kendi mesajımızı iletmeye çalışıp karşı tarafın bu mesaja verdiği tepkilerle ilgilenmezsek iletişim kuramayız; çünkü iletişim "kişiye" değil "kişiyle" yapılır.

Photo by davidjwbailey

Örneğin, yardımcısına kızan ve geçmişte yaptığı hataları gündeme getiren bir yönetici yardımcısından bir cevap alamıyorsa, söylediklerinin hiçbir anlamı yok demektir. Büyük bir ihtimalle yardımcısı, yöneticisinin haksız olduğunu, öfkesinin yersiz olduğunu düşünmektedir.

Photo by Anne Worner

Buna karşılık yöneticisi, düşüncesi ve öfkesini ortaya koyduğu için, bundan böyle benzeri bir hatayla karşılaşmayacağını düşünüyordur. Bu tür amacına ulaşamayan iletişim girişimleri öğretmenle öğrenciler, anne-babayla çocuklar, üstler ve astlar arasında sık sık yapılmaktadır.

Photo by Xjs-Khaos

İletişim, bir bütündür.
Kelimelerden
Ses tonundan ve
Beden dilinden oluşur.
Kelimeler "ne" söylediğimizle, ses tonu ve beden dili "nasıl" söylediğimizle ilgilidir.
Bu bileşenlerden, kelimeler aynı kalmak koşuluyla, iletişimi yapılandırmada kelimeler %10, beden dili %60 ve ses tonu %30 oranında rol oynar.

Photo by Pulpolux !!!

İletişimin amacına ulaşabilmesi için aşağıdaki soruların cevaplanması gereklidir:

1- Ne söylemek istiyorum?

2- Karşımdakinin söylediklerimi net bir biçimde anlaması için, bunları nasıl söylemeliyim?

3- Ne zaman söylersem karşımdaki kişinin iletişim kanalları açık olur?

4- Nerede, hangi ortamda iletişimi başlatırsam, yerinde olur?

Photo by Xraijs_

ETKİN İLETİŞİM KURMAK KÜÇÜK ÇAPLI BİR MUCİZEDİR.

Photo by uonottingham

Çevreden alınan duyu verilerini kendi içlerinde gruplayıp, yorumlayarak nesne ve olaylara anlam verme süreci "algılama" olarak adlandırılır. Algılama sürecinde değişik duyu organlarından birbirinden bağımsız olarak gelen duyusal veriler, anlamlı bir bütüne dönüştürülür.
Algılamada daha önceki yaşantı ve deneyimlerimizin etkisi büyüktür.

Bir anlamda, her algılama olayı, duyusal verilere dayanılarak dış dünya hakkında kurulan bir kuramdır. Her bireyin algısı, o bireyin gerçeğini oluşturur. Herkesin gerçeğinin farklı olduğunu göz önüne alırsak, farklı bireylerin iletişim kurmalarını ve anlaşmalarını küçük çaplı bir mucize olarak değerlendirebiliriz.

Photo by Damian Gadal

MESAJ ALIŞVERİŞİNDE ANLAM OLUŞTURMA.

Photo by cobalt123

İletişim, sürekli bir mesaj alış verişidir. Konuşan mesaj gönderir, dinleyen bu mesaja tepkide bulunur, bu tepkiye bir cevap verilir, bu cevabın karşılığı alınır ve etkileşim böylece sürer gider. Bu etkileşim dizisi içinde, bir mesajın nerede yer aldığı, yani hangi mesajdan önce ve sonra geldiği, o mesajın anlamını etkiler.

Photo by Kris Krug

ÖRNEK

  • KADIN: "Kocam ev işlerinde bana yardım etmiyor. Ben de çalışıyorum, o da çalışıyor. İşten eve ikimiz de yorgun geliyoruz. Yemek yapma, masayı hazırlama hep bana kalıyor. Onun da yardım etmesi, bana katkıda bulunması gerekir. Ama onun gazeteyi alıp bir köşeye çekilerek okuması gücüme gidiyor. Asabım bozuluyor.

Untitled Slide

  • ERKEK: Eve gelince mutfakta karıma yardım etmek istedim; yaptığım her şeyde bir kusur buldu, sürekli dırdır ederekyaptığım her şeyi eleştirdi. Benim kurduğum masayı bozdu, kendisi yeniden kurdu. Onun dırdırından kurtulmak için şimdi hiç mutfağa girmiyorum, kendimi gazeteye gömüyorum, sanki ben orada yokmuşum gibi davranıyorum.

Kadın durumu farklı algılamakta, "Benim ısrarımla gönülsüz olarak mutfağa girdiği için, her şeyi baştan savma yapıyor, ondan dolayı söyleniyorum" demekte, kocası ise "Ben isteyerek yardım ediyorum ama, dırdırını duymamak için şimdi mutfağa girmiyorum" demektedir.

SAĞLIKLI İLETİŞİM BİÇİMİ İÇİN ÖNCE TEŞHİS

Problem olarak algılanan olayları temelde iki gruba ayırmak gerekir:
Sorun bana mı ait, yoksa başkasına mı? Bu sorunun cevabının doğru verilmesi, etkin iletişim kurulmasındaki en önemli basamaktır.

Photo by Ed Yourdon

"Sorunun kimde?" sorusunun cevabı şu şekilde bulunabilir:
1- "Sorunu yaratan veya problemden sorumlu olan kimdir?" değil, "Durumdan RAHATSIZ olan kimdir?"
2- "Değişmeye ihtiyaç duyan kimdir?" değil,
"Durumu değiştirmek İSTEYEN kimdir?"

Photo by DocChewbacca

Bu sorulara verilecek cevaplara bağlı olarak, problem sahibi kendimiz ya da başkaları olacaktır. Tespit edilen problem sahibine göre, çözüm için farklı teknikler kullanılır.

Photo by jackracker

YÖNTEM

  • Sorun başkasında--> Etkin dinleme, empati
  • Sorun yok --> İlişki geliştirme alanı
  • Sorun bende --> Ben mesajı
Photo by dr_zoidberg

HİLAL BAŞAK ÖZKAP
OKAN ÜNİVERSİTESİ
FOTOĞRAFÇILIK VE KAMERAMANLIK BÖLÜMÜ
ETKİLİ İLETİŞİM DERSİ SUNUM PROJESİ
15MY43001

başak özkap

Haiku Deck Pro User